11.05.2009

Şirince sokaklarından kareler

Mimarinin ve mimarın durduğu an, işte gerçek huzur... Şöyle mi olsun böyle mi olsunlar yok. Hani mimarın o hastalıklı yanı varya hemen oluşların üzerine sanal sorunlar geçirme... ( mimar olan kolay anlar bu dediğimi :) ) Sokak önünde işte, yokuşta. İster çık ister dur seyret. Spekülasyonların yerini kuş sesleri alıyor.
Neden bu sokaklarda asfalt yok mesela, taşların arasında otlar bitmiş öyle?... O dönemde yoktu asfalt, cevap bu mu acaba? :) Ya da neden turistler yokuş yukarı çıkarken taxi durağını sormuyor ya da arz etseler bir iki defa muhtara koymak mı lazım git gel bir hat hemen? Pvc doğrama firması iş yapar mı acaba? ( teoride "evet" orada her eve lazım... hiç birinde yok çünkü) Şöle turizm kapasitemizi arttırsak kat çıksak bu evlere taşır mı acaba bir kat daha?
Ne güzeldir ki yaşanmışlık, bugünün bilinçlerini işte böyle komik kılıyor. Şehirde yürürken meşru olan şeylerin, çeşitli giydirmelerin bu gibi yerlerde pek yeri yok. Ne mutlu...



Bozcaada bağ evleri


Fotoğrafların orijinalleri için temasa geçebilrisiniz.





Mimarlık fakültesine başladımız senenin ilk döneminde konu olarak 'bağ evleri' ni seçmiş ve anlatmıştım tüm sınıfa. En ufak çalışmadan hemde. Çok sık bozcaada ve gökçeada' ya gitmeme, orada yaşayan insanlarla sohbetlerime borçluyum bunu elbet. İnsan sınıfa anlatırken atıp tutabiliyo gerçekten. Yok şöle ekolojik, böle işlevli, acayip huzur veren.... ama yıllar geçince bazı acı gerçekler su üzerine çıkıyo. Bu evler artık amaçlarından çok uzak... öyle sivil mimari, ekolojik falanda değiller gayet beton,tuğla,sıva üzeri yalancı taş kaplama. "MIŞ" gibi yaparak rant mekanızmasını tetikliyorlar. Bağ evleri gerçekten bağlara hizmet içindir. 50 yaşından fazla köklerin olduğu bağlar gayet bilinçsizce kaderlerine terk ediliyorlar. Kimi ev sahibleri gerçekten iyi niyetle yeni evinin bağında çalışabilir, eker biçer... Ama gerçeklikten uzak bir hobi olmanın ötesine geçemez ne yazık ki.
Bağların yerini ufaktan yapılaşma almaya başlamış gibi geldi bana sanki...
Bozcaada gerçekten 10 yıl içinde çok değişti. İnsan ve esnaf profili de dahil buna. Lafım henüz gitmemiş arkadaşlara bir an evvel gidin gezin. İlla sezonda gitmeyin haziranı beklemenize gerek yok nisanda giderseniz ya da mayısta belki yağmuru yakalar toprağın eşsiz kokusunu duyarsınız. Yanınıza muhakkak biraz fazladan para olsun çünkü fiyatlar şaşırtabilir. Dedim ya rant bozcaadanın kapısını çaldı bi kere bilen bilmeyen evinin kapısına butik yazmış, her omlet kıran butik restaurant açmış. İşini iyi yapanlara lafım yok zaten gidince anlarsınız kimin aslında ne iş yaptığını.

Saman ev,ağaç ev taş ev vb. (Victor Ananias)




www.bugday.org




Her zamanki konusunu bilenlerin kendine güveniyle, ama bilge bir kişinin mütevaziliği ile önce kendisinin neden ekolojik barınaklar yaptığını anlattı: “Kendi canım böyle bir hizmet vermek istiyor; bu hizmeti gerekli görüyorum. İnsanların ihtiyaçlarına uygun evler olsun istiyorum ve evi yaptıracaklarla uzun uzun ne istediklerini konuşuyorum”. Sonra da şimdi her tarafımızı saran günümüz evleri ve mimari anlayışının neden ekolojik ve insancıl olmadığını anlattı:

Günümüz evlerinde enerji içerden dışarı, dışardan içeri rahat dolaşamıyor. Fazlaca köşeleri ile enerji kaçıyor. Doğal olmayan malzeme ise nice çevre zararı yaparak üretiliyor. Günümüz evlerindeki yapı malzemesi hava almıyor. Köşeleri fazla evlerde insanlar gruplaşabiliyor, saklanıp birbirinden uzaklaşabiliyor. Doğada, canlıların biçimlerinde köşe yok. İnsan, hayvan bedenleri vb yuvarlak hatlı. O nedenle ben evlerimi yuvarlak biçimlerde tasarlıyor ve yapıyorum. Ege ve Akdeniz bölgesinde böyle taş duvar ve ahşap damlı yuvarlak tasarımları yapıyorum. Toprağı bol ve uygun bölgelerde kerpiç ve ahşap yapı malzemesi uygun. Su ve elektrik tesisatı dışında tamamen doğal malzemeler kullanıyorum. Harç ve iç dış sıva için yörede çıkan bir tür ak toprakla kendimizin söndürdüğü kireç kaymağından yapılan harç kullanıyoruz. Bir ölçü kireç kaymağına yaklaşık 3-4 ölçü toprak koyuyoruz. (sıva için 3 ölçü, duvar örerken 4 ölçü) Kullandığımız malzeme, taşlar dahil 50 km uzaklıkta olmayan yerlerden geliyor. Duvar kalınlıkları birinci kat 60 cm, ikinci katta 50 cm oluyor. Kapı pencere ve çatı karkasları tamamen ahşap ( uygun zamanda kesilmiş- ağaçlara su yürümeden vb-çam) ve boya olarak sadece bezir yağı kullanıyoruz.

Pencereler dış cephe dar, iç cephe geniş olduğundan görüş açıları geniş oluyor ve ısı alış verişi açısından yaz ve kış ısıyı saklıyor. Çatıda karkas üstü kargı (saz), onun üzerine okaliptüs, zakkum ve yapraklı çam dalları ve en son deniz yosunu (erişte) serip uygun toprak örtüp merdane ile sıkıştırıyoruz. Bu çatı malzemesi en az 20 yıl süre ile ne hayvan ne de yağmur geçişine izin veriyor. Köşe yapmaya mecbur kaldığımızda köşeleri yuvarlatıp dolduruyoruz. Aynı yuvarlatmayı tabanda da yapıyoruz. Bu yuvarlaklık snsuzluk duygusu veriyor.

Hayvanların evimize yerleşmemesi için bir de evin bahçesinde evin biraz uzağına bir kuru duvar (harçsız) örüyoruz. Kertenkele ve diğer sürüngenler, fareler buraları çok seviyor ve eve dadanmıyorlar.

Taş ev maliyetleri her şey dahil (arazi teraslaması, bahçe ve kuru duvarlar dahil) duvarlar klasik bir ev maliyetleri ile aynı Örneğin 90 metrekare ekolojik taş bir evi 150 000 YTL yapabilirsiniz. Evi maliyetinin % 70’i işçiliğe gidiyor.

Bir soru üzerine Victor, ekolojik ev modelinin sadece doğa içindeki kırsal mekanlarda ve bir iki katlı yapılabileceğini, kentlerin böyle yapılarla kaplanması için doğal malzemelerin yetmeyeceğini ve doğaya aşırı bir yük doğuracağını; ekolojik (doğa ile uyumlu) yapıların doğal mekanlara yakıştığını ve doğal yapıya hiçbir şekilde yapay malzeme elemanı kullanmamak (örneğin bir köşeye beton direk vb) gerektiğini beklenenin aksine özellikle depremde binayı aksine güçsüzleştirdiğini söyleyerek sözlerin bitirdi.

Evet şimdi “yeşil çatı” neye yarar bir göz atalım birlikte..


global ısınmanın neden ve sonuçlarının nerede ise tümüne çare ve çözüm üretebilen bir sistem önerisidir aslında “yeşil çatı”.. Çok zor ve masraflı sanılan, aksine günümüz olanakları ve malzemeleri ile, klasik çatıdan hiç de pahalı ve güç olmayan bir sistemdir bu tip çatılar. İlk akla geldiği gibi, sadece düz yüzeylerde değil eğimli alanlarda da rahatlıkla uygulanma şansına sahiptir. Bakım ve işletme masrafları, yapı genelinde sağladığı faydalar göz önüne alındığında ve diğer çatıların yol açtığı sorunların yanında daima daha avantajlı konumdadır. Kent genelindeki yararlarından ve genel giderlerin azaltılmasına katkısından ötürü teşvik ve destekleme primlerini çoktan hak etmiş bir çözümdür..

Evet şimdi “yeşil çatı” neye yarar bir göz atalım birlikte..

YAĞMUR SUYU
Yağmur suyunu kullanıp, yeşil örtüye dönüştürdüğünden, drenaj yoğunluğunu azaltır. Yani böylece “atık su” şebeke yükü hafifler. 20-40 cm arası yoğun bitkilendirilmiş bir çatı 10-15 cm yüksekliğinde su tutma kapasitesine sahiptir. Genel olarak kente düşen yağmur suyunun % 10-15’inin yeşil çatılarda tutulması mümkündür. 10 cm toprak kalınlığı kendi üzerine düşen yağmurun % 50’sini, 20 cm toprak ise % 60’ını tutabilmektedir. Bu oran 50 cm toprak kalınlığında % 90’a varmaktadır.

HAVA KİRLİLİĞİ
Hava kirliliğini, tozu azaltır,. 1 m2 çim alan 100 m2 yaprak yüzeyi yaratır. Bu da her metrekare başına yılda rüzgara bağlı olarak 200 gr ile 2 kg arasında toz tutma olanağı demektir.. Yeşil örtüsü olan ve olmayan bölgeler arasında yapılan ölçümlerde, yeşile sahip olmayanlarda bir litre havada 3 ila 7 katı fazla toz partikülü bulunmuştur.

OKSİJEN ÜRETİMİ ve BUHAR GEÇİRİMİ
Hava kalitesini yükseltir, nefes almayı kolaylaştırır. 25 m2 yaprak yüzeyi insanın bir saatte tükettiği kadar yani, 27 gr oksijen üretir. Yaz aylarında, 1 m2 çim çatı 4 kişinin oksijen ihtiyacını karşılar. Gece ve kış aylarının ortalamaya girmesi halinde 1.5 m2 çim alanın bir yılda, bir insanın yıllık ihtiyacı kadar oksijen üretebileceği hesaplanabilir. Ayrıca bu örtü buhar geçirimi özelliği ile, yapının da nefes almasını, yapı içi nemin atılmasını sağlar. Kapalı mekanlardaki bu özellik, insan ve yapı sağlığı açısından son derece önemlidir. Yaşam konforunu belirler. Isının hissedilme eşiğini olumlu yönde etkiler.

İZOLASYON ve AĞIRLIK
0.45-0.60 arasında izolasyon değerine sahip toprağa, %50 torf katarak ve su tutma özelliğini arttırmak için perlit ve bor türevleri ile karıştırarak, “kuru halde” taş yününe eşdeğer ısı izolasyon değerleri sağlanabilir. Böylece yüksek izolasyon değeri olan ve ısı radyasyonu yapmayan yapısı ile kentsel ısı adası etkisini azaltır, çatı yüzeyinin ısısını düşürür, serin ortam yaratır. Yapıya ısı girişini % 85 , ısı kaybını % 70 azalttığı ölçülmüştür. Dolayısı ile, ısıtma ve soğutma giderlerini düşürür, kentsel konforu yükseltir.

Yukarıdaki karışım, toprak ağırlığını; 1 ton/m3’den 600 kg/m3 e kadar düşürür. Bu da 10 cm toprak örtüsü için 60 kg/m2 demektir. Bu kalınlıkta toprağın an fazla 5 cm yüksekliğinde su tutabildiği düşünülürse hesaba alınması gereken toplam ağırlık en fazla 60+50 = 110 kg/m2 olacaktır.

Genel anlamda çatının su izolasyonu amacı için de, organik bağlayıcılı, perlit esaslı ve ülkemizde imal edilebilen özel bir şap-sıva ile petrol türevi membranlara ihtiyaç duymadan mükemmel sonuçlar almak mümkündür. Bu malzeme buhar geçirmekte fakat ısı ve suyu geçirmemektedir. Bu özelliği ile de dünyadaki ilklerdendir..

SES İZOLASYONU
Yeşil çatı gürültüyü emerek azaltır. Sessiz mekanlar sağlar.Alçak frekansları toprak, yüksek frekansları bitki örtüsü bloke eder. 12 cm toprak kalınlığı; 40 db, 20 cm ise; 46 db izolasyon sağlamaktadır. Normal konuşma sesini 50 db ve gürültüden rahatsızlık eşiğimizi 60 db kabul edersek, 12 cm’lik yeşil çatının 90-100 db olan kamyon ve tren sesini bile gürültü eşiğimizin altına düşürebildiğini görürüz.

ELEKTROMANYETİK IŞINIM
Elektromanyetik radyasyonu soğurur. 10 cm toprak katmanı olan yeşil çatının elektromanyetik ışınımı % 99’a kadar azalttığı ölçülmüştür.

SERA GAZLARI ve AĞIR METALLER
Sera gazlarını yok eder. Yağmur suyuna havadan karışan ağır metaller ve tuz, toprak tarafından tutulur. Kadmiyum, bakır ve kurşunun % 98, çinkonun % 16 oranında tutularak sudan arındırıldığı görülmüştür.

GERİ DÖNÜŞÜM ve DÜŞÜK ENERJİ
Geri dönüşümlü bir malzemedir. Elde edilmesinde ve uygulamasında çok düşük enerji kullanılır. Genellikle insan gücü yeterlidir.

TOPRAK KAZANIMI
Temelde kaybedilen yaşamsal toprağı geri kazanır. Bir anlamda “Doğaya Saygılı Mimarlık” örneği oluşturur. Kentsel yeşil alanlar ve yeni canlı yaşam ortamı yaratır. Biyolojik çeşitliliği arttırır. Yapı bünyesinde doğa ile teması sağlar, güvenli ve sağlıklı ortamlar yaratır.

ALAN ve VİZYON KAZANIMI
Geniş çatı alanlarının kullanılır hale getirilmesine ve peyzaj düzenlemelerine olanak sağlar. Tasarım ve estetik zenginliği olarak sunduğu yeni açılımlara ilaveten, yeşil ile bütünleşmiş yeni mimari işlevlere kapı açar.

YAPIYI KORUMA ve KOLLAMA
Yapıyı ultraviyole ışınlarından, çatıyı ve taşıyıcı kostrüksiyonu mekanik hasarlardan korur. Geleneksel çatılarda -20 ile +80 arasındaki genleşme aralığına karşılık 10 cm bir yeşil çatı günlük ve mevsimsel ısı değişiklikleri aralığını daraltır. Yüzey ısısı 10 ila 30 derece arasında kalarak büzülme ve genleşme stresi yaratmadığından malzeme yorgunluğu ve kırılganlık yaratmaz.. Çatı ve yapı ömrünü uzatır, yenileme maliyetini ve işletim giderlerini düşürür.

YANGIN
Bünyesinde hiçbir yanıcı malzeme yoktur. Isı ve alev geçirmez. Dolayısı ile yangın korunumunu en üst seviyeye çıkartır.